ST İNŞAAT MALZEME DERGİSİ RÖPORTAJI








                                       
     ST İNŞAAT MALZEME DERGİSİ RÖPORTAJI

1-    Areon Yapı 1987 yılından bu yana inşaat sektöründe çalışmalarına devam ediyor. Hem firmanızın ve hem de şahsınızın, inşaat sektöründeki serüveni nasıl başladı?

Areon Yapı olarak 1987 yılından bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bodrum’da, her biri birbirinden farklı konseptlerde butik projeler üretiyoruz. Bugüne kadar Bodrum’da 1.800 konuta imza attık. Areon Castle, Alesta Bodrum, Kossa Club, Villa Riva, B-Life Bitez, B-Line Bitez, Yalı Club, Mare Bitez, Lavanta Bahçesi, Aktur Sarnıç Evleri ve Areon Bağ Evleri projelerimizi hayata geçirerek kullanıcılarıyla buluşturduk. Şimdi ise yine Bodrum’da yer alan ve 16. projemiz olan Areon Boğaziçi Evleri projesine başladık.

Kendimden bahsetmem gerekirse, İnşaat Fakültesi’nden 1982 yılında mezun olduktan sonra, 1984 yılına kadar çeşitli inşaat firmalarında inşaat mühendisi olarak görev aldım. Daha sonra ise yine inşaat firmalarında şantiye şefi olarak çalışmalarıma devam ettim. 1987 yılında kendi şirketimi kurarak Malatya, Mersin ve Ankara’da kamu inşaatları yapmaya başladım. Devlet ihaleleri ile gerçekleştirdiğimiz inşaat faaliyetlerimiz 1999 yılına kadar devam etti. 2000 yılından bu yana ise Bodrum bölgesinde nitelikli konut projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz.

2-    Uzun yıllardır inşaat sektöründeki çalışmalarınız boyunca edindiğiniz en büyük tecrübe nedir?

İnşaat sektörü ekonomimizin lokomotifi konumunda. Özellikle son 10 yılda çok sayıda farklı ve nitelikli proje hayata geçirildi. Sektörün büyümesi hızla devam ediyor. Rekabetin de yoğun olduğu bu ortamda edindiğim en büyük tecrübenin ‘farklılaşmanın önemi’ olduğunu söyleyebilirim. Kaliteden ödün vermeden, ev sahiplerinin hayallerindeki projeleri hayata geçiriyoruz ve butik anlayışımızla farklılaşıyoruz.

3-    Yatırımlarınızı daha çok Bodrum gibi sahil bölgelerinde gerçekleştiriyorsunuz. Bu bölgedeki inşaat sektörünün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şehirleşme ile birlikte kalabalıktan ve stresten bunalan insanların dinlenme ihtiyaçlarının artması, ekonominin büyümesi, kişi başı milli gelirin artması ve artık tatilin lüks değil bir ihtiyaç olarak algılanması yazlık evlere olan talebi artırıyor. Ayrıca şehir hayatından kaçanların ve emeklilerin kıyı illerine yerleşme ya da daha uzun süre buralarda yaşama planları doğrultusunda da öncelikli tercihlerinin başında Bodrum geliyor. Yurtiçi ve yurt dışı piyasasında popüler olan ve uzun süren sezon nedeniyle hareketliliğini yılın büyük bir çoğunluğunda koruyan Bodrum, hali hazırda birçok yazlık projesine ev sahipliği yapıyor. Bodrum, yakın zamana kadar sadece birkaç yerleşim bölgesi ile öne çıkarken günümüzde neredeyse bütün yerleşimleri, koyları ve plajlarıyla Türkiye’nin en önemli turistik merkezi konumunda.

Ege’nin gözbebeği Bodrum, birçok sebepten yazlık için tercih sebebi bir bölge olarak dikkat çekiyor. Bodrum’da her zevke ve bütçeye uygun bir yazlık ev bulmak mümkün diyebiliriz. Yaz ayları ile birlikte Bodrum’da yazlık piyasası da hareketleniyor. Yaşam kalitesini artırma isteği yazlık evlere olan talebi de artırıyor. Hem bu talebin etkisiyle hem de genel olarak ülkemizde inşaat kalitesinin çok yüksek seviyelere çıkmış olması nedeniyle Bodrum’da da inşaat sektörünün hızla geliştiğini ve nitelikli proje sayılarının artmaya devam ettiğini görüyoruz.

4-    Öne çıkan projeleriniz arasında yer alan Areon Boğaziçi Evleri’nin özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bodrum-Milas yolu üzerinde Boğaziçi Mahallesi‘nde konumlandırdığımız Areon Boğaziçi Evleri projemizi, sakin ve huzurlu bir yaşam ve tatil isteyenler için özel olarak tasarladık. 57 bin metrekarelik alanın 38 bin metrekaresini yeşil alan ve sosyal tesis olarak ayırdığımız bu butik projede, 3 katlı 38 blok ve 2 katlı 35 blokta toplam 294 konut bulunuyor. Teraslı 1+1 daireler ve hem balkonlu hem de bahçeli 2+1 dubleks dairelerden oluşan Areon Boğaziçi Evleri projemizi Aralık 2018’de teslim etmeyi planlanıyoruz.

Areon Boğaziçi Evleri, Milas Havalimanı’na 17 km, Bodrum merkeze yaklaşık 20 km ve Milas’a 37 km mesafede. Projemizin kapalı yüzme havuzu, ısıtılmış deniz suyunun terapi amaçlı kullanıldığı Talassoterapi merkezi özelliği taşıyor. Ayrıca projemizde yetişkinler için iki ve çocuklar için bir açık yüzme havuzu olmak üzere toplamda dört yüzme havuzu bulunuyor. Diğer sosyal yaşam alanlarımız içinde ise spor salonu, yürüyüş ve koşu parkuru, açık aletli spor alanı, golf alanı, güneşlenme terası, vitamin bar, havuz barları, restoran, 10 dönümlük koru, piknik alanı, sauna, buhar odası, Türk hamamı, lobi, çocuk parkı, oyun salonu, bilardo salonları, market ve otopark yer alıyor.

Turkuaz deniziyle halkın hizmetine açık birçok plaja 2 km, yunusların doğal yaşam alanları denizde bulunduğu ilk ve tek yunus parkı olan Dolphin Park’a 7 km, Bodrum Golf Tesisi’ne 500 metre mesafede yer alan projemiz; camiye 1 km, büyük marketlere ve doğal ürünlerin satıldığı köylü pazarlarına 5 dakika, sağlık ocağı ve ambulansa 7 dakika uzaklıkta bulunuyor. Ekolojik çeşitliliğiyle ünlenen ve en popüleri flamingolar olmak üzere 125 çeşit kuş türünü bünyesinde barındıran Tuzla Kuş Cenneti’ne 15 dakikalık bir mesafede bulunan Areon Boğaziçi Evleri projemiz, ayrıca Tuzla Lagünü manzarasıyla da dikkat çekiyor.

5-    Areon Boğaziçi Evleri cephe tasarımıyla dikkat çekiyor. Projenin cephesinde hangi yapı malzemeleri kullanacaksınız?

Areon Boğaziçi Evleri projemizin dış cephesi, Akdeniz mimarisinin modern bir yorumuna sahip. Projemizi planlarken, Akdeniz güneşinin günün her saatinde hissedilebilmesi için yerden tavana kadar tamamen açılabilen pencereler ve aynı zamanda direkt gelen güneş ışığını kıran gölgelikler kullandık. Dış cephede ise yangına dayanıklı, ısıtma ve soğutma harcamalarında tasarruf sağlayan, yaz-kış doğru bir iklimlendirme ile konforlu yaşam alanlarına imkan tanıyan mantolama sistemi kullanacağız.

6-    Projede dikkat çeken bir diğer özellik ise su teması. Projede yer alan açık ve kapalı havuz tercihlerinde neye dikkat ettiniz? Havuz sektörünün gelişimini nasıl buluyorsunuz?

Areon Boğaziçi Evleri projemizin mimari dekorasyonunda havuzlara büyük önem verdiğimizi söyleyebiliriz. Sadece yüzme havuzu olmalarından öte özellikli ve ayrıcalıklı alanlar yaratmaya özen gösterdik.

Bahsettiğim gibi, projemizin kapalı yüzme havuzu, ısıtılmış deniz suyunun terapi amaçlı kullanıldığı Talassoterapi merkezi özelliği taşıyor. Talassoterapi, stresli şehir hayatının en büyük problemlerinden olan sinirsel ve bünyesel yorgunlukların yanı sıra romatizmal hastalıklara, deri hastalıklarına, kan dolaşımına ve kalp hastalıklarına iyi geliyor. Kapalı Talassoterapi havuzunun yanı sıra özellikle yaz ayları için iki açık yetişkin yüzme havuzu kurguladık. Ayrıca çocukları da unutmayarak projemize çocuk havuzunu da ekledik.

Havuz çoğu durumda artık bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmeye başladı. Bu sebeple artık büyüklü küçüklü birçok projede havuz temasını görmek mümkün. İnşaat sektörünün büyümesine paralel olarak havuz sektörünün de önemli bir ivme kazandığını ve büyümeye devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

7-    Gündeminizde yer alan diğer projeler hangileri? Yakın zamanda hangi yatırımları gerçekleştireceksiniz? Hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

Areon Boğaziçi Evleri, şu dönemde fokuslandığımız öncelikli projemiz. İlerleyen dönemlerde yeni projeler hayata geçirmek üzere araştırma ve planlama yapmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda hem arsa arayışlarımız hem de yoğun çalışmalarımız devam ediyor.

8-    Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu göz önünde bulundurursak bu konuda inşaat sektörünün üstüne düşen görev nedir sizce?

Ülkemiz inşaat sektöründe büyük gelişmelere ev sahipliği yaptı. İnşaat sektöründe yaşanan gelişmeleri ve büyümeyi hem Türkiye ekonomisi için hem de biz konut üreticileri için oldukça değerli buluyoruz. Elbette bu büyümeyle birlikte sektör oyuncuları olarak bizlerin üzerine düşen önemli görevler ve sorumluluklar var. Türkiye bir deprem ülkesi ve biz bu gerçeğin bilincindeyiz. Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz tüm projelerimizde bu gerçeğe mercek tutarak hareket ettik.

Deprem ülkesi Türkiye’de nüfusun yüzde 95’i yani yaklaşık 76 milyon kişi deprem tehdidi altında yaşıyor. Türkiye’deki 20 milyona yaklaşan konut stoğunun yaklaşık yüzde 40’ı projesiz, yüzde 67’si ruhsatsız. Deprem gibi bir doğal afette yıkılabilecek riskli bina oranı ise yüzde 60.

Biz Areon Yapı olarak binaların deprem anında kaçılacak değil, güvenle sığınılacak yerler olması gerektiğine inanıyoruz. Doğru konut projeleri üretilmesi ciddi bir mühendislik işi. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti kritik önem taşıyor. Güvenilir inşaat firmalarının uzman mühendis ekipleriyle, mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalarak inşa ettiği projeler sağlam ve güvenli yaşam alanları olarak öne çıkıyor.

Depreme karşı hazırlıklı olabilmek için elbette tüm ilgili resmi ve özel kurum ve kuruluşlara kanun ve yönetmeliklerde belirtildiği üzere görevler düşüyor. Ancak tüketicilerin de bilinçli olması gerekiyor. Sadece projenin konumuna, dış cephesine, sosyal donatılarına ya da konutun manzarasına, banyosuna, mutfağına aldanarak ev satın almak doğru bir yaklaşım değil. Binanın zemin etüdü raporuna bakılması, statik değerlerin sorgulanması, gerekirse mimar ya da mühendis gibi bir uzmana danışılması ve detaylı araştırma yapılması çok önemli. Bunun için de toplumun geneline ulaşacak nitelikli bilinçlendirme projelerinin geliştirilmesi şart. Özetle, ülkemizde binanın tasarımından yapımı ve denetimine kadar tüm aşamaları kapsayan bütüncül bir sistem kurulması ve toplumda güvenli yapı bilinci oluşturulması gerekiyor.

9-    Kapı ve pencere sektörü son yıllarda gerek tasarım gerekse teknolojik olarak önemli bir gelişme kaydetti. Siz bu iki sektördeki gelişmeleri nasıl buluyorsunuz?

Kapı ve pencere sektörlerinin, yine inşaat sektörünün büyümesine paralel olarak büyüdüğünü ve geliştiğini söyleyebiliriz. Markalı konut projelerinin kaliteli ve çok çeşitli kapı ve pencere ürünleri üretilmesine de ön ayak olduğunu söyleyebiliriz.


Gerçekleştirilen çok sayıda proje ve kentsel dönüşümle birlikte kapı ve pencere satışlarına ivme kazandıracak ihtiyaçlar doğdu. Dolayısıyla bu durum kapı ve pencere sektörüne, büyümenin yanı sıra artan taleple birlikte ürün çeşitliliği olarak da yansıdı. Artık birçok farklı modelde, özellikte ve renkte kapı ve pencere ürünü bulmak mümkün. Bu çeşitlilik de biz inşaat firmalarının gerçekleştirdiğimiz mimari projelerin tasarımına uygun seçenekleri çok daha kolay bulmamızı ve hayalimizdeki konseptleri gerçeğe dönüştürebilmemizi kolaylaştırıyor. Müşterilerimiz de onlara alternatif sunmamızdan mutlu oluyor. Kişiye özel tercihleri doğrultusunda evlerini istedikleri şekilde dekore etme aşamasında kapı ve pencereler de büyük katkı sağlıyor. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

HALİL İLE GÜLSÜM HEYKELİ-RADİKAL GAZETESİ

DOĞRU KONUT SEÇMENİN PÜF NOKTALARI